SULTAN SENCER VE BÜYÜK SELÇUKLUNUN ÇÖKÜŞ YILLARI
Son Selçuklu Sultanı Sultan Sencer |
Bu gülünç bir efsanedir ki, Sultan Bayezıd hakkında tekrar edilmiş ve yeni tarih ilmi tarafından hiçbir esasa dayanmadığı ispat olunmuştur.
Oğuzlar, muzafferiyetlerinden istifade ederek, sel gibi Horasan'a yayıldılar;
Nişabur'u istila ile camileri kül yığınlarına dönüştürdüler, alimleri işkencelerle idam ettiler.
Ehl-i İslamı kılıç ve ateş kuvvetiyle putperestliğe döndürmeğe gayret ettiler.
Sencer, dört ay esaretten sonra, bir av esnasında bunların ellerinden kurtularak, Tirmiz beyinin himmetiyle Ceyhun'u geçip memleketine geldi.
Az sonra asilerin reisinin vefatı, bunları yeniden Sencer'in itaatına sevketti; o da müteakiben vefat etti (552/ 1157).
İran Selçuklularının son hükümdarı olan Sultan Sencer, Şark kavimlerince (İkinci İskender) unvanını almıştır.
Birçok hükümdarlar, sarayının yüksek hizmetlerinde istihdam olundukları gibi, Berkyaruk tarafından Harezm valiliğine tâyin olunmuş bulunan Nûş-tekin'in biri oğlu ve diğeri torunu olan Sultân Kutbü'd-dîn ve Sultân Atsız birbirini takiben şakiliğinde bulundular.
Saltanatı birçok âlimler ve şâirlerle ziynetlendi.
Abdü'1-vasi' ve kaside söylemekte en meşhur İranlı şâir Enveri (vefatı: 547/1152), Sencer'in medhiyecisi idiler.
Kur-Han'ın muzafferiyetinden (538/1143) az bir müddet evvel (537/1142) Tefsir sahibi ve şöhretli allârhe Usancı Zemahşeri ile Tasnifât'ı bugün ehl-i Sünnet mezhebine esas olan Nesefi irtihal eylediler. Arap belagatinin şaheseri olan Makamat'ı ile çok zamandan beri Avrupa'da ve Şark'da maruf Hariri, bu eserini dayısı Sencer tarafından Azerbaycan ve Irak ve Fars kıt'alanna vali tâyin olunmuş ve şairin hamisi ve Mehmed'in veziri bulunmuş olan Şerefü'd-dîn Halid nâmına yazmıştır.
Irak hükümdarı Melikşah'ın oğlu Mehmed Şah'ın neslinden olan Irak emirleri, Harezm Şahlan, Guristan hükümdarları ile Atabeg ailesinin şubesi, şark daki Selçuklu Devleti enkazını paylaştılar.
Batı yahut Küçük Asya Selçuklu Hükümeti ise işte bu sırada zuhur ve intişara başlamıştı.
En mühimi, yani Küçük Asya Selçuklu Hükümetiyle iştigal etmek üzere, birincisini bırakalım.
Osmanlı Devleti, bu ikincisinin harabelerinden çıkmıştır.
Konya Selçuklularının ehli Salip ile birçok münasebetlerine rağmen ve dini muharebeler tarihi bu milletin tarihine ziyadesi ile bağlı olmakla beraber, gerek muasır Haçlı muharebeleri tarihçileri, gerek Bizans müverrihleri, Küçük Asya padişahlarını bize pek nakıs tam ettirmışlardir; bundan dolayı Selçukluların son hükümdarları tarihinin ilk Osmanlı padişahları tarihine sıkı bağlarla bağlı bulunması sebebiyle, mecbur olmasak bile evvelki müverrihlerin bu husustaki ihmalleri, bizim bunların tarihini ikmal etmekliğimize yeterli bir sebep teşkil eder.
Anadolu Selçuklu devleti
İsrail'in oğlu ve Selçuk'un torunu Kutalmış , Alp Arslan'm hükümdarlığı sırasında bir Türkmen ordusuyla, Anadolu'da müstakil bir hükümet teşkiline çalıştı.
Lâkin mağlup olup kaçarken attan düştü ve öldü.
Büyük oğlu Mansur, bir müddet daha Alp Arslan'a ve Melikşah'a vergi verdi.
Fakat Melikşah, askerinin kumandanı emir Porsuk'u, ona hücum ettirdi.
Porsuk, onun askerini bozdu; kendisini Öldürdü.
Küçük kardeşi Süleyman'a da aynı hal vâki olacaktı.
Çünkü Melikşah, İran'daki hakim güç için gittikçe korkunç olmakta bulunan bu Selçuklu ailesi şubesinin kökünü kurutmayı tasarlamıştı.
Nizâmü'l-mülk'ün ihtarları üzerinedir ki, Sultan, Süleyman'a taarruz etmeyerek, Anadolu mıntıkasındaki Selçuklu askerleri kumandanlığına tayin etti.
O vakit, dördüncü defa olarak, Şark fatihleri Antakya'yı Bizans imparatorlarından aldılar.
Suriye şehirlerinin melikesi bulunan bu şehir, İran hükümdarı Şapur, ki daha ziyâde Sabur ismiyle maruftur, Nûşiveran ile Peygamber'in irtihalinden dört sene geçtikten sonra Araplar tarafından ele geçirilmişti.
Süleyman, kale kumandanının oğlu Flaretos'un hiyaneti sayesinde bu beldeyi iki yüz seksen atlı ile elde etti.
Melikşah'ın, o zaman Suriye'de iki valisi vardı:
Biri Şam'da kardeşi Tutuş ki, Suriye Selçukluları saltanatı ailesinin kurucusudur; diğeri Haleb'de, Ukayli hanedanından Kureyş'in oğlu Müslim'dir.
Müslim, Antakya'yı elde eden Süleyman'dan senelik bir vergi istediyse de, bir şey alamadığından, üzerine yürüdü; lâkin bu seferinde hayatından oldu (478/1085).
Daha sonra Süleyman, Tutuş'a mağlûp olarak, hasmının eline düşmemek için intihar etti (479/1086).
Sultan Kılıçaslan
Süleyman'ın oğulları Davud ve Kılıç Arslan, evvelâ Melikşah'ın sarayına götürüldüler.
Ancak Sultan'ın vefatından sonra Davud ve daha sonra kardeşi Konya'da müstakil bir hükümet kurdular.
Kılıç Arslan, Kapadokya'da hükümet eden Danişmendlier'in payitahtları bulunan Malatya'yı (497/1103) ve hükümet merkezleri olan Karaman'ı zaptetti.
Kılıç Arslan, pederi Süleyman'ın vefatından on sene sonra, İznik'i istilâ etmiş olan Haçlıları'ı bozarak (500/1106), daha sonra Musul'u aldığı gibi, Ruha, diğer adıyla Urfa Bey'i Emir Çavlı ile muharebe etti. Nihayet Habur da terk-i hayat etti.
Kılıç Arslan'ın kasten mi, yoksa kazaen mi boğulduğu meçhuldür.
Melikşah ve Mes'ud isimlerinde iki evlad bıraktı.
Birincisi, pederinin vefatında Küçük Asya'da bulunarak o ülkenin hükümetini eline geçirdi;
Kılıç Arslan zamanında Musul hükümetine tayin olunmuş, galip hasmı Emir Cavh tarafından İran Selçukluları hükümdarı Mehmed Şah'ın sarayına gönderilmiş (503/1109) olan Mes'ud, baba mirasım almak üzere dönüş müsaadesine nail oldu.
Şu sırada Melikşah öldüğünden, Mes'ud kendisini bütün Küçük Asya'ya malik buldu.
Bu zat, adil ve müttaki bir hükümdardı.
Tekke ve medreseler inşa ve Amasya yakınlarında Şamara kasabasını bina eyledi ki, orada güzel bir kubbesi olan türbesi hâlâ göze çarpmaktadır.
Kırk yedi sene hüküm sürdükten sonra (551/1156) vefat etmiştir
Yorum Gönder for "SULTAN SENCER VE BÜYÜK SELÇUKLUNUN ÇÖKÜŞ YILLARI"