Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Widget HTML #1

SARAY SEVDASI

Bu saraylar var ya saraylar , aslında her iktidarın her gururlu ve kibirli şahısların başına beladır 
Bir gün gelecek denecek ki ... Her şey bir saray ile başladı 

Paran varsa cebinde , çevrende fakir fukara kalmadı ise , yaparsın
Muslukları altından , kapıları gümüşten perdeleri ipekten 
Gerçi yine de israftır 
Lakin Kimsede bir şey demez
Firavunu batıran da yaptığı büyük Saray'lar ve piramitler değil'mi idi 


Dinimiz de israfı yasaklar , men eder 
İsraf haramdır der .

Muaviye Ebu Zehr'i çağırır ve gururla sarayını gösterir
Muhteşem  bir saraydır ...
Sorar Ebu Zehr'e sarayımı nasıl buldun diye
Ebu Zehr bir saraya bakar , döner Muaviye ye
Derki !
Kendi cebinden yaptı isen israf
Halkın vergileri ile yaptı isen haramdır 

Saraylar dikenlerin savunması da ilginçtir
İtibardan tasarruf olmazmış .

Bir ülkenin itibarı , yaşam tarzı ile , kılık kıyafeti ile , yaptırdığı yaşadığı saraylar ile ölçülmez 
Bir ülkenin itibarı ne kadar aydın çıkardığıyla
Ne kadar sanat eseri ürettiğiyle
Ne kadar adaletli ve tutarlı olduğuyla
Para biriminin ne kadar değerli veya işlevsel olduğuyla
Ne kadar teknoloji ihraç ettiğiyle
Vatandaşlarının ne kadar mutlu huzurlu ve refah bir hayat sürdüğüyle ölçülür , saraylar ile değil 

Osmanlı'da saray sevdasından batmıştı
Tefecilerden alınan altınlar ile yapılan saray on yıllarca sona  kime mülk kalacağını kim bilebilir ki !

Ne demiş Hayyam asırlar önce 

Bu sarayın başı göklerdeydi bir zaman;
Padişahlar girer çıkardı kapısından.
Şimdi duvarında bir kumru guguk, diyor
Guguk, guguk, o şanlı günlerin ardından.

Yorum Gönder for "SARAY SEVDASI "