Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Widget HTML #1

MESNEVİDEN HİKAYELER ŞEYTAN NEDEN ADEM E SECDE ETMEDİ

mesnevi hikayeleri
Mesnevi hikayeleri

Hak’kın yaptıklarını da gör, bizim yaptıklarımızı da. 
Ve ikisini de gör ve bizim yaptığımız işler olduğunu bil, zaten bu meydanda. 
Ortada halkın yaptığı işler yoksa, her şeyi Hak yapıyorsa, şu halde kimseye “bunu niye böyle yaptın” deme!
Hak'kın yaratması, bizim yaptığımız işleri meydana getirmektedir. 
Bizim işlerimiz Allah'ın işinin eseridir.

Mesneviden hikayeler 

Söz söyleyen bir kimse, ya harfleri görür, yahut da manayı.
Bir anda hepsini birden nasıl görebilir? 
İnsanoğlu konuşurken manayı düşünür, onu kastederse harflerden gafildir. 
Göz aynı anda hem önünü hem ardını göremez. 
Şunu iyi  bil! 
Önünü gördüğün vakit ardını nasıl görebilirsin?

Madem ki can, harfi manayı aynı anda kavrayamıyor, nasıl olur da hem o işi yapar, hem de o iş yapma kudretini yaratır? 
Ey oğul! 
Allah, her şeye muhittir. 
Bir işi yapması, aynı anda diğer bir işi yapmasına mani olamaz.

Şeytan, “Bima ağveyteni” dedi; o alçak şeytan, kendi fi’lini gizledi.
Hz. Adem ise “Zalemna enfüsena” dedi; bizim gibi Allah'ın fiilinden gafil değildir.
Günah ettiği halde edebe riayet ederek Allah’ya isnad etmedi. 
Allah’nın halk ettiğini sakladı. 
O kabahati kendine atfettiğinden ihsana nail oldu.

Hz. Adem, tövbe ettikten sonra Allah, “Ey Adem! O suçu, o mihnetleri, seni de ben yaratmadım mı?” 
O, benim taktirim, benim kazam değil miydi; özür dilerken niye onu gizledin?” dedi.
Hz. Adem “Korktum, edebi terk etmedim” deyince 
Allah, “İşte ben  bundan dolayı  seni kayırdım” dedi.

  • Hürmet edenler, hürmet görür. 
  • Şeker getirenler badem şekeri yer. 
  • Temiz şeyler, her daim temizler içindir; 
  • Sevgiliyi hoş tutarsan, hoşluk görürsün;
  • İncitirsen, incinirsin 

Ey gönül! 
Cebirle ihtiyarı birbirinden ayırt etmek için bir örnek getir ki, ikisini de anlayasın:
Titreme hastalığından muzdarib  bir el, bir de senin titrettiğin el
Her iki titrekliği de bil ki Allah yaratmıştır.
Lakin,  bu hareketi onunla mukayeseye imkan yoktur. 
İhtiyarınla el oynatmadan da pişman olabilirsin; 
Lakin titreme musibetine müptela bir adamın pişman olduğunu ne vakit gördün?
Anlayışı kıt birisi de şu cebir ve ihtiyar meselesine yol bulsun, bu işi anlasın diye söylediğimiz bu söz, akli bir söz, akli bir bahistir. Fakat zaten bu hilekar akıl, akıl değildir ki.

Akli bahis, inci ve mercan bile olsa can bahsi, başka bir bahistir. 
Can ın  bahsi başka bir makamdır, can şarabının başka bir lezzeti kıvamı vardır. 
Akıl bahisleri hüküm sürdüğü sırada Ömer’le Ebül hakem sırdaştı. 
Fakat Hz.Ömer, akıl aleminden can alemine gelince can bahsinde Ebül hakem, Ebucehil oldu. 
Ebucehil, cana nispetle, esasen cahil olmakla beraber, his ve akıl bakımından iyi idi.
Akıl ve bahsi, bil ki eser, yahut sebeptir   
Can bahsi ise büsbütün çok şaşılacak bir şeydir.

Ey nurlar isteyen! 
Can ziyası parladı; lazım, mülzem, nafi, muktazi hiç kalmadı. 
Bir gören kişinin. 
Nuru doğmuş parlamaktayken, değnek gibi bir delilden vazgeçeceği meydandadır.

Yine en başa hikayeye geldik; 
Zaten hiç hikayeden ayrılmadık ki

Cehalet bahsine gelirsek, o Allah’nın zindanıdır.
İlim bahsine de gelirsek, onun bağı ve sayvanı. 
Uyarsak onun sarhoşuyuz.
Uyanık olursak hep onun hikayesinden bahsetmekteyiz. 
Ağlarsak nimetlerle dolu bulutuyuz.
Gülersek de şimşek!

Kızar da, savaşırsak bu, kahrının aksidir, barışır, özür serdedersek muhabbetinin aksidir.

Bu dolaşık ve karmakarışık alemde biz kimiz? 
Elif gibiyiz. 
Elif’inse esasen, hiç ama hiçbir şeyi yoktur!

Yorum Gönder for "MESNEVİDEN HİKAYELER ŞEYTAN NEDEN ADEM E SECDE ETMEDİ"